Kayıtlar

Kasım, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kalp masaji

Merhaba, Kuran da kalp masajina isaret eden ayetlerden bahsetmek istiyorum. Kuran'da geleceğe yönelik işaret olabilecek ayetlerden biri Bakara Suresi'nin 73. ayetidir: Hani siz bir kişiyi öldürmüştünüz ve bu konuda birbirinize düşmüştünüz. Oysa Allah, gizlediklerinizi açığa çıkaracaktı. Bunun için de: "Ona (cesede, kestiğiniz ineğin) bir parçasıyla vurun" demiştik. Böylece, Allah ölüleri diriltir ve size ayetlerini gösterir; ki akıllanasınız. (Bakara Suresi, 72-73) Yukarıdaki ayette "bir parçasıyla" olarak çevrilen Arapça "biba’diha" ifadesinin anlamları arasında "birisi, birileri" kelimeleri de bulunmaktadır. Bu anlamları göz önüne alındığında, göğüse üstten vurulduğunda, kalbin yeniden çalışması mümkün olabileceğinden, ayette kalp masajı yapılmasına işaret ediliyor olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.) Bilindiği gibi kalp masajı yapılan kişi ölü bir beden alametlerine sahiptir. Şuuru kaybolmuş, solunum ve kalp atımı durmuştur

Rahat dogum

Merhaba, Son yillarda yapilan arastirmalara gore kadinlar dogum yaparken eger birseyi kendilerine cekerlerse bebegin dogumu daha kolay olmaktadir. Bakin kuranda Yuce Allah bize nasil anlatiyor. Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki: "Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim." Altından (bir ses) ona seslendi: "Hüzne kapılma, Rabbin senin alt (yan)ında bir ark kılmıştır. Hurma dalını kendine doğru salla, üzerine henüz oluşmuş-taze hurma dökülüversin." (Meryem Suresi, 23-25) Günümüz tıp bilgileri göstermektedir ki, doğum sırasında bir cismin çekilmesi, bebeğin doğum kanalından aşağıya doğru hareket etmesini kolaylaştırmaktadır. Çekme sırasında kullanılan kaslar, bebeğin rahim dışına itilmesini sağlayan kaslar ile aynıdır. Bunu sağlamak için tavana asılmış bir ip veya destek bir kola asılma, doğum yatağının iki kenarına yerleştirilmiş kolları çekme veya bir başka kişinin elinden tutup çekme gibi yöntemler k

Cinsiyeti erkek mi belirler kadin mi?

Erkek ile kadin ciftlestiginde dogacak cocugun cinsiyetini kim belirler? Binlerce yil boyunca cinsiyet belirleme konusunda kadin suclanmistir. Fakat gercek sudur : cinsiyeti belirleyen erkektir ve bu bilimsel olarak kanitlanmis Bir gercektir. Bakin yuce Allah cinsiyeti belirleyenin erkek oldugunu nasil belirtiyor; Doğrusu, çiftleri; erkek ve dişiyi, yaratan O'dur. Bir damla sudan (döl yatağına) meni döküldüğü zaman. (Necm Suresi, 45-46) Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi? Sonra bir alak (embriyo) oldu, derken (Allah, onu) yarattı ve bir 'düzen içinde biçim verdi.' Böylece ondan, erkek ve dişi olmak üzere çift kıldı. (Kıyamet Suresi, 37-39) Goruldugu uzere burada meni yani sperme ve ayni zamanda cinsiyetin belirlenmesine dikkat cekilmektedir. En dogrusunu Yuce Allah bilir.

Kiyamet alametlerinden...

Kamer suresinde yuce Allah kiyamet alametlerinden birini acikca soyluyor. Bircok din bilimcinin ortak vardigi dusunceye gore bu ayet insanlarin aya cikisina ve oradan kaya Parcalari getirmelerine isaret ediyor olabilir. En dogrusunu yuce Allah bilir... 1. Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. 2. Onlar bir mucize görseler yüz çevirirler ve "Süregelen bir sihirdir" derler. 3. Peygamberi yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş, (Allah nasıl takdir ettiyse öylece) gerçekleşecek (değişmeyecek)tir. 4. Andolsun, onlara içinde caydırıcı tehditlerin bulunduğu haberler geldi. 5. Bu haberler, zirveye ulaşmış birer hikmettir! Fakat uyarılar fayda vermiyor! 6, 7. O halde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil'in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir halde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar. 8. Davetçiye doğru koşarlarken kâfirler, "Bu zor bir gün" derler

Güneşin sonu...

Resim
Güneş de, kendisi için (tesbit edilmiş) olan bir müstakarra doğru akıp gitmektedir. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)ın takdiridir. (Yasin Suresi, 38) Güneş'in yüzeyinde yaklaşık beş milyar yıldır hiç durmaksızın gerçekleşen kimyasal tepkimeler sonucunda, güneş ışığı kesintisiz oluşmaktadır. Gelecekte Allah'ın dilemesiyle belirli bir andan sonra bu reaksiyonlar sona erecek ve Güneş enerjisini yitirerek tümüyle sönecektir. Bu yönüyle yukarıdaki ayette de Güneş'in enerjisinin bir gün son bulacağına işaret ediliyor olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Kuran'dan bazı sayılar...

Resim
Kuran-ı Kerim'de dikkat çeken sayılar... HZ. MUSA İLE 40 GECE İÇİN SÖZLEŞİLMESİ TAŞTAN 12 PINAR FIŞKIRMASI ÜÇBİN MELEKLE YARDIM EDİLMESİ BEŞBİN MELEKLE YARDIM EDİLMESİ 12 GÜVENİLİR GÖZETLEYİCİ GÖNDERİLMESİ HZ. MUSA İLE 30 GECE VE 10 GECE İÇİN SÖZLEŞİLMESİ 12 TOPLULUK VE TAŞTAN FIŞKIRAN 12 PINAR ALLAH KATINDA AYLARIN SAYISININ 12 OLMASI 70 DEFA BAĞIŞLANMA DİLEME YILLARIN SAYISINI VE HESABI BİLME BENZER 10 SURE GETİREMEMELERİ HZ. YUSUF'UN RÜYASI VE 11 YILDIZ İNSANDAKİ KROMOZOM SAYISI PETEKTEKİ AÇILAR KEHF EHLİ VE MAĞARADA 309 YIL KALMALARI HZ. MUSA'NIN DOKUZ MUCİZESİ ŞEHİRDEKİ DOKUZLU ÇETE 99 KOYUN DAVASI YEDİ GÖK ON GECEYE YEMİN Kaynak : http://www.kuranmucizeleri.com/matematik04.html

Kuran'da petrol

Resim
Enerji kaynaklarının başında gelen petrol, bu isimle ilk defa Alman minerolog Georgius Agricola'nın, 1556 tarihli De Re Metallica (Minerallerin Doğası Üzerine) adlı eserinde geçmektedir. Kuran'dan yüzyıllar sonra isimlendirilen bu enerji kaynağına, Kuran'da önemli işaretler yer almaktadır. (En doğrusunu Allah bilir.) Petrol kelimesini oluşturan harfler (Be-Te-Re-Le) tüm Kuran'da tek bir ayette yan yana geçmektedir. En'am Suresi'nin 59. ayetinde, "yerin karanlıklarındaki" anlamına gelen "fi zulumati elardi" ifadesi de, petrolün yerin altındaki oluşumuna işaret edercesine aynı ayette yer almaktadır. .... Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır. (En'am Suresi, 59) Kuran'dan asırlar sonra kullanılan petrol kelimesinin farklı dillerdeki yazılışı veya okunuşu hemen hemen aynı

Kandaki oksitlenme hakkında

Asla, hayır; onların kazandıkları, kalpleri üzerinde pas tutmuştur . (Mutaffifin Suresi, 14) Mutaffifin Suresi'nin 14. ayetinde kalpler için kullanılan "pas tutma" ifadesi, kalpte gerçekleşen biokimyasal bir reaksiyona işaret ediyor olabilir. (Doğrusunu Allah bilir.) Pas bilindiği gibi, demirin oksijenle reaksiyona girmesi -okside olması- sonucu oluşur. Havadan aldığımız oksijen de, kandaki hemoglobinde bulunan demir sayesinde vücutta taşınır. Bu esnada oksijen, kandaki demir ile reaksiyona girer. Böylece insan vücudundaki kanda -dolayısıyla dolaşım sisteminin merkezi olan kalpte- sürekli olarak paslanmaya benzer bir reaksiyon oluşur. Hatta vücuttaki demir fazlalığı, aynen paslanma benzeri oksitlenme yaparak, tüm vücut hücrelerinin erken yaşlanmasına neden olur. 1 Vücutta aşırı demir birikmesi sonucu oluşan "hemokromatoz" hastalığında da, demir zehirli bir etki meydana getirerek, kalp, karaciğer gibi organların iflasına sebep olur. Bu olay, dem

Bir protein kendi başına oluşabilir mi ? Evrim aldatmacası!

Darwinistlerin en büyük kabusu henüz daha canlılığın başlangıcıdır. Darwinistler henüz bir tane proteinin nasıl oluştuğuna dair TEK BİR AÇIKLAMA DAHİ YAPAMAMIŞLARDIR. Bu durum, Dawkins’in, Futuyma’nın, Tim White’ın ve diğer bütün Darwinistlerin içine düştüğü içler acısı durumu ifade eder. Darwinist demagojinin önemli bir özelliği tüm kompleksliğine rağmen, yaşamdaki her şeyi basit göstermeye çalışmak olduğundan, Darwinistler, hayatın başlangıcı konusunu da hep basite indirgeme eğiliminde olmuşlardır. “Çamurlu suda hücre oluştu”, “DNA kendi kendine oluşup çoğalmaya başladı” gibi hikayelerin temelinde yatan sebep de budur. Darwinistler bu yolla insanları daha kolay aldatabileceklerini düşünürler. Fakat kendileri de çok iyi görmüşlerdir ki, olay artık bu aldatma safhasını çoktan geçmiştir. İnsanlar artık, yalnızca tek bir proteinin bile kendi kendine oluşamayacak kadar üstün bir kompleksliğe sahip olduğunu bilmekle kalmamakta, aynı zamanda bir proteinin, bir DNA’nın vey

Titreşerek kabaran toprak

...Yeryüzünü kupkuru ölü gibi görürsün, ancak üzerine su yağdırdığımız zaman titreşir, kabarır ve her güzel çiftten bir şeyler bitirir. 22 Hac Suresi 5 Bu ayette kupkuru toprağın üzerine suyun düşmesiyle oluşan aşamalar anlatılır. Kuran'ın ifadelerinde anlatılan titreşmenin ve kabarmanın önce sadece edebi ifadeler olduğu sanıldı. Fakat "Brown Titremesi"nin anlaşılmasıyla Kuran'ın bu noktada da bir mucize gösterdiği anlaşıldı. Ayette toprağa suyun düşmesiyle oluşan 3 aşamaya dikkat çekilir: 1 Toprağın titreşmesi 2 Toprağın kabarması 3 Toprağın çiftler halinde ürünler vermesi 1 Birinci aşamada topraktaki parçacıklar suyun üzerlerine düşmesiyle hareket eder. Toprağın üzerine düşen su damlacıkları bir hedef olmaksızın birçok yönde hareket eder. Böylece birçok taraftan suyla çarpışan toprak parçacıkları titreşir gibi hareket ederler. Suyun toprağa düşmesiyle topraktaki farklı moleküller arasında elektrik akımı oluşur. Toprağın parç

Ampul, elektrik

Resim
"Allah göklerin ve yerin aydınlığıdır. Onun aydınlığının örneği: İçinde lamba bulunan bir oyuğa benzer. Lamba bir camın içerisindedir. O cam ise incimsi bir gezegen gibidir. Yakıtı, doğuya da, batıya da ait olmayan, bereketli bir zeytin ağacındandır. Bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile aydınlık verir. Aydınlık üzerine aydınlıktır. Allah, dilediğini kendi aydınlığına yöneltip iletir. Allah insanlara örnekler verir. Allah her şeyi bilmektedir." 24 Nur Suresi 35 Kuran'da gelecekte icad edilecek ve insanlar için önemli olacak bazı icadlara işaretler olduğu kanaatindeyiz. Bu icadların keşfedilmediği dönemde insanların bunları anlamasına olanak yoktur. Bu yüzden bunların belli işaretlerle anlatılması gerekmektedir. Ampulün ve elektriğin olmadığı bir ortamda bir insana ampulü ve elektriği nasıl anlatabileceğinizi ve bu anlatımın o insanların zihinlerinde ne tip sorular doğuracağını bir düşünün. Yukarıda alıntıladığımız ayette ampule ve elektri

Üç karanlık evre

Kuran’da insanın anne karnında üç aşamalı bir yaratılışla yaratıldığı bildirilmektedir: … Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır  (Zümer Suresi, 6) Yukarıdaki ayette Türkçeye “üç karanlık içinde”, “üç katlı karanlık içinde” olarak çevrilen Arapça “fi zulumatin selasin” ifadesi embriyonun gelişimi sırasında bulunduğu üç karanlık bölgeye işaret etmektedir. Bu bölgeler sırasıyla: a) Batın duvarı karanlığı b) Rahim duvarı karanlığı c) Amniyon zarı karanlığıdır. Görüldüğü gibi bugün modern biyoloji, bebeğin embriyolojik gelişiminin yukarıdaki ayette bildirildiği şekilde, üç farklı karanlık bölgede gerçekleştiğini ortaya koymuştur. Kaynak: www.kuranca.com

Kuranda atom

Kuran-ı Kerim’de yer alan element isimli “Hadid (Demir)” suresinde, Radon, Potasyum, Zirkonyum ve Titanyum gibi diğer elementlere de atom numaralarıyla ve ağırlıklarıyla birlikte işaret edilmektedir. ......................................................................................................................... Halbuki o yıllarda elementler ve atom numaraları henüz keşfedilmemişti. İşte bu yüzden Kuran çok büyük bir mucize daha sergilemektedir. ......................................................................................................................... Rn (Radon) Element isimli surede(Hadid:Demir) “R” ve “N” harfleri ilk defa burada yan yana geliyor. Ayetin başlangıcından buraya kadar 86 harf geçmektedir. Aynı şekilde “Rn” elementinin atom numarası da 86′dır. ......................................................................................................................... Zr (Zirconium) »» Element isimli surede(Hadid:Demir) “Z” ve “R” harfleri ilk d

Dağların görevi

DAĞLARIN GÖREVİ Kuran'da dağların önemli bir jeolojik işlevine dikkat çekilmektedir: Yeryüzünde, onları sarsmasın diye, bir takım dağlar diktik ... (Enbiya Suresi, 31) Dikkat edilirse ayette, dağların yeryüzündeki sarsıntıları önleyici özelliğinin olduğu haber verilmektedir. Kuran'ın indirildiği dönemde hiçbir insan tarafından bilinmeyen bu gerçek, günümüzde modern jeolojinin bulguları sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Eskiden dağların sadece yeryüzünün yüzeyinde kalan yükseltiler olduğu düşünülmekteydi. Ancak bilim adamları dağların sadece yüzey yükseltileri olmadıklarını, dağ kökü adı verilen kısımları ile kimi zaman kendi boylarının 10-15 katı kadar yerin altına doğru uzandıklarını fark ettiler. Bu özellikleriyle dağlar, tıpkı bir çivinin ya da kazığın çadırı sıkıca yere bağlamasına benzer bir role sahiptir. Örneğin zirvesi yeryüzünden yaklaşık 9 km yukarıda olan Everest Dağı'nın 125 km'den fazla kökü vardır. Amerikan Bilim Akademisi Başka

Sirius yıldızı ve 49 sayısı

"Doğrusu Şi'ra (Sirius) yıldızının Rabbi O'dur." (Necm suresi, 49) Arapça karşılığı Şi'ra olan Sirius yıldızının Kuran'da sadece 49. ayette geçmesi,gerçekten ilgi çekici bir durumdur. Çünkü bilimadamları Sirius yıldızının hareketlerindeki düzensizliklerden yola çıkarak onun bir çift yıldız olduğunu keşfetti ve gözle görülemeyen diğer yıldıza Sirius B ismini verdi.Teleskopsuz görülemeyen Sirius B yıldızının, Sirius A etrafındaki dolanım süresinin de 49 yıl olduğunu tespit etti.

Arı ve genetik

ARI VE GENETİK YAPISI 1400 yıl önce genlerin ve kromozomların bilinmediği bir çağda Kur'an önemli bir mesaj daha veriyordu. Kur'an-ı Kerim'de "Nahl" (Arı) isimli bir sure yer almaktadır ve bu sure tam 16. suredir . Aynı şekilde arı da 16 kromozomlu bir canlıdır. Hayvanların dişisinde ve erkeğinde eşit sayıda kromozom bulunmaktadır. Fakat arının durumu, diğerlerinden farklıdır. Çünkü erkek arı 16 tek kromozoma, dişi arı ise 16 çift kromozoma sahiptir. İşte arı, bu açıdan farklıdır . Ve bu farklılığa Kur'an-ı Kerim de işaret etmektedir. Canlıların genetik şifresi olan DNA, kromozomlar üzerinde yer almaktadır. Örneğin Dünya'nın dört bir yanındaki bal arılarının kromozom sayısı aynıdır ve değişmez. Başka bir örnek daha; EQUUS ASINUS:Eşek... Kur'an-ı Kerim'in birkaç bölümünde 'eşek' kelimesi geçmektedir, fakat Lokman (31.sure) ve Cuma (62. sure) surelerinde bahsedilen tek hayvan 'eşek'tir. Aynı şekil

Ay ile dünya arası mesafe

AY İLE DÜNYA ARASINDAKİ MESAFE Kamer(AY) suresinde yine bir mucize ile karşılaşıyoruz. Bu surede Ay ile Dünya arasındaki harflerin uzunluk oranı Uzay'daki Ay-Dünya mesafesine işaret etmektedir. Kamer(AY) suresinin içerisinde sadece bir yerde Dünya(Ard) kelimesi geçmektedir. Surenin başlığı olan "Ay" kelimesi ile "Dünya" kelimesi arasındaki harfler toplam 333 adettir ve araya tam olarak 111 adet Ay kelimesi sığmaktadır . Çünkü Arapça'da Kamer(Ay) kelimesi 3 harften oluşur. Aynı şekilde gezegenimiz Dünya ile Ay arasına da ortalama 111 adet Ay sığmaktadır yani aradaki mesafe Ay çapının toplam 111 katıdır. Bir uzay haritasını incelediğiniz zaman da bunu görebilirsiniz. Ya da en temel astronomi kitaplarında da bu bilgiye rastlayabilirsiniz. Bu hesaplama da kullanılan uzaklık mesafesi ortalama mesafedir çünkü Ay'ın eliptik bir yörüngesi vardır. Fakat Kuran'ın indirildiği dönemde ne aradaki yüzbinlerce kilometrelik mesafe ne de

Ozon tabakası

OZON TABAKASI KURAN'DA YAZIYOR MUYDU? Ozon kelimesi Arapça'da, Türkçe'de ve diğer tüm yabancı dillerde hemen hemen aynı şekilde okunup yazılır. Ozon kelimesini oluşturan O-Z-O-N harfleri 72:6 numaralı ayette geçmektedir. Üstelik bu ayetten sonraki ayetlerde "Gökyüzünün koruyucusu (bekçisi)" ifadesi kullanılıyor. Aslında bu ifade ozon tabakası için de çok yerinde ve doğru bir tanımlamadır. Çünkü ozon gökyüzündeki koruyucu tabakadır ve dünyayı tehlikeli güneş ışınlarından korur. Halbuki Kuran'ın indirildiği 7.yüzyılda kimse ozon tabakasından haberdar değildi. Bu ayetin dışında 18:90 numaralı ayetin de ayrıca ozona işaret ettiğini düşünüyoruz çünkü bu ayette de "Güneşe karşı bir siper (koruyucu)" ifadesi yer almaktadır. Tüm bunlar için rastlantı diyemeyiz çünkü O-Z-O-N (Arapça'da Vav-Ze-Vav-Nun) harfleri çok nadir olarak binlerce ayette bir yan yana gelmektedir ve "Gökyüzünün koruyucusu (bekçisi)" ifadesiyle aynı bölü

Hayvanların kopyalanması Kuran da

CANLILARIN KOPYALANACAĞINI YÜZYILLAR ÖNCESİNDEN KURAN-I KERİM HABER VERİYOR MUYDU? Kopyalama yüce dinimiz İslam'a aykırıdır ve etik dışı yanlış bir uygulamadır. Fakat genetik biliminin ve embryolojinin olmadığı bir çağda yani 1400 yıl önce indirilen Kuranı Kerim'de sanki bilim adamlarının kopyalama yapacakları haber verilirmişcesine işaretler bulunmaktadır. Kur'an-ı Kerim'in bu ayetinde Şeytan'ın kötü faaliyetleri vurgulanmaktadır. Kopyalanmış bir hayvandan çok sayıda kopya hayvan üretme (ikinci nesil kopyalama) deneylerinde Kulak Dokusundan hücreler alınarak kopyalama gerçekleştirilmiştir. Yani yakın tarihte yapılan ilk deneylerde hayvanların kulağı kesilip hücre alınarak kopyası üretilmiştir. Kuran-ı Kerimin bir ayeti şöyledir: "...(Şeytan dedi ki) Mutlaka onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını kesecekler ve yine mutlaka onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler ..." (Nisa Suresi 119.ayet) Az önce

Kuranda Retina kelimesi

Resim
GİZLİ KELİME: RETİNA Retina, görmemizi sağlayan hücrelerin bulunduğu göz tabakasıdır. Görme işlevini sağlayan göz bölümünün aslında Retina olduğu Kur'an'ın indirildiği yıllarda bilinmiyordu hatta kimse retina kelimesinden haberdar bile değildi. Buna rağmen Kuran'da "Retina" kelimesinin geçtiğine dair açık kanıtlara rastlıyoruz. R-E-T-İ-N-A harfleri sadece 35:8 numaralı ayette geçmektedir. Üstelik bu ayette "görmekten" ve "göstermekten" bahsedilmektedir dolayısıyla retinaya işaret güçlenmektedir. Görmeyi sağlayan retina kelimesinin geçtiği bu ayette "...güzel gösterilip de güzel gören kimse..." cümlesi yer almaktadır. Sonraki ayetlerde aynı surenin 19.ayetinde "Kör ve gören aynı olmaz" cümlesi geçiyor. Bilindiği gibi retina hasarları kalıcı körlüğe neden olur. Sonraki 20.ayette ise "Karanlık ve aydınlık da aynı olmaz" ifadesi geçmektedir ki zaten retinada ışığa duyarlı hücreler bulunur. Bu say

19:57 numaralı ayet ve 1957 yılı

Tarihteki ilk uzay aracı 1957 yılında uzay yolculuğuna çıkmıştır (Sputnik). Şaşırtıcı bir biçimde Kuran'daki 19:57 numaralı ayet de gökyüzüne çıkmaktan ve yükselmekten bahsetmektedir : "Onu yüksek bir yere (gökyüzüne) yükselttik" (19.sure 57.ayet). Farkettiyseniz ayetin numarası olan 19:57 ile 1957 yılı aynı sayılardır. Dolayısıyla gelecekte bu olayın gerçekleşeceğine mucizevi bir biçimde işaret edilmektedir. Aynı yöntemi kullanarak daha önce de farklı örnekler sunmuştuk o nedenle tüm bu örnekler için tesadüf diyemeyiz. (Dna örneği, Nötron-Proton örneği gibi). Bununla birlikte 1957 yılında ilk uzay aracının gönderilmesi ile Ay'a çıkış farklı olaylardır karıştırılmamalıdır. Bu ayetten önceki ayetlerde peygamberlerden bahsedildiği için ayet farklı şekilde de yorumlanabilir. Fakat ayeti tek başına bağımsız olarak düşünürsek bizim yorumladığımız anlama da işaret etmektedir. Kaynak : http://www.kuranca.com/

Uykuda kulaklar çalışır

Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına vurduk (derin bir uyku verdik) . (Kehf Suresi, 11) Yukarıdaki ayette geçen "kulaklarına vurduk" ifadesinin Arapçası "darabe" fiilidir. Arapçada bu fiil, mecazi olarak "onları uyuttuk" anlamını taşımaktadır. Ayrıca "darabe" kelimesi kulakla beraber kullanıldığında "kulağın duymasının engellenmesi" anlamı da taşımaktadır. Ayette uyku ile ilgili sadece işitme duyusuna dikkat çekilmesi ise aslında çok önemli bir bilgi içermektedir. Bilim adamlarının keşiflerine göre kulak, insan uyurken aktif olan tek duyu organıdır. Uyanmak için saatin alarmına ihtiyaç duymamızın sebebi de budur. Kaynak : http://www.kuranmucizeleri.com/bilimsel_mucizeler_82.html
Güneş de, kendisi için (tesbit edilmiş) olan bir müstakarra doğru akıp gitmektedir. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)ın takdiridir. Ay'a gelince, biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner). Ne Güneş'in Ay'a erişip-yetişmesi gerekir, ne de gecenin gündüzün önüne geçmesi. Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler. (Yasin Suresi, 38-40) Sadece bu ayet bile Kuran ın yüce Allah tarafından gönderildiğini ispat etmeye yeter. 1400 sene önce Kuran ay ve güneşin belli yörüngelerde gittiğini söylüyor. Ayrıca ayın hurma dalı gibi eğrisel bir yörüngede gitmesi ise yakınlarda keşfedilen bir gerçektir. Bunları bir insanın yazması mümkün değildir. Ayette aynı zamanda Güneş'in Ay'a "erişip yetişmesine" izin verilmediği bildirilmiş, böylece Kuran'da gökbilimcilerin kendi terminolojileri ile Güneş ve Ay'ın aynı cisim etrafında dönmedikleri haber verilmiştir. Aynı zamanda ayette ge

Dağların hareket etmesi

Resim
Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler... (Neml Suresi, 88) Bundan yaklaşık 1400 sene önce Kuran bu mucizevi ayeti ile bize bilimsel bir veriyi ulaştırıyor. O zamanın teknolojisi ile bilmenin ve ölçmenin imkansız olduğu birşey. Bildiğiniz gibi dünyada tüm karalar hareket etmektedir. Karaların altında akışkan magma tabakası bulunmaktadır. Yaşadığımız kabuk bu tabakanın üstünde yüzmektedir. Dolayısı ile dağlar sabit değildirler. Dünyanın çekirdeğine göre devamlı hareket halindedirler. 1400 sene önceki teknoloji ile bunu bilmek gerçekten imkansız gibi birşeydi. Muhtemelen de o zamanki insanlara bu ayet farklı birşeyler ifade etmiş olabilir. Fakat son yüzyıllardaki gelişmeler ile bu ayetin doğruluğu bilimsel olarak da ispatlanmış durumdadır. Buda Kuran ın insan yapısı değil Allah tarafından gönderildiğinin açık delillerindendir.

Sirius yıldızı

Resim
Doğrusu, 'Şi'ra (yıldızı)nın' Rabbi O'dur. (Necm Suresi, 49) Arapça karşılığı "Şi'ra" olan Sirius yıldızının, sadece "yıldız" anlamına gelen Necm Suresi'nin 49. ayetinde geçmesi son derece dikkat çekici bir durumdur. Çünkü bilim adamları geceleri gökyüzünün en parlak yıldızı olan, Sirius yıldızının hareketlerindeki düzensizliklerden yola çıkarak, onun bir çift yıldız olduğunu keşfettiler. Dolayısıyla Sirius, Sirius A ve Sirius B olarak ifade edilen iki yıldızdan oluşan bir takım yıldızdır. Bunlardan daha büyük olan Sirius A, Sirius B'den Dünya'ya daha yakındır ve özelliği çıplak gözle görülebilen en parlak yıldız olmasıdır. Sirius B yıldızının özelliği ise teleskopsuz görülememesidir. Kaynak : http://www.kuranmucizeleri.com/bilimsel_mucizeler_39.html